Mustafa Ahmet Kara’nın çizdiği bu eser Filibeli Ahmet Hilmi’nin varlık felsefesine dair sorularını ve tasavvuf felsefesini içeren yanıtlarını ele alıyor.
Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) mezunu Şehbanderzade Filibeli Ahmet Hilmi mecazi anlamda değil, gerçek anlamda Fizan’a kadar gitmiş. Daha doğrusu sürülmüş. Sürüldüğü her yerde tasavvuf felsefesine dair yeni şeyler öğrenmiş. Aslında kendi iç dünyasına doğru keşifler yapmış.
Öteden beri tasavvuf felsefesinin İslam medeniyetinin önemli bir parçası olsa da, bunun ötesinde Hint, İran ve Antik Yunan felsefesi köklerinden beslendiği bilinir.